12 Ocak 2010 Salı

şoför,minibüs ve biz:)


Bundan çok önceki yazımda minibüsümüzden bahsetmiştim.Bizi zamanında okula yetiştiren beyaz minibüsümüz…
İlk atandığım senelerde arkalarda oturan ben,seneler geçtikçe önlere doğru terfi ettim.Ve şoförün arka koltuğunda oturma şerefine eriştimJ
Herkesin oturduğu yer az çok bellidir.Benim yerimde de müdürün dışında kimsenin gözü yoktu.O da en sonunda evini köye taşıdıJSebebi ben değilimJ))
Sabah mı akşam mı belli olmayan bir saatte kalkılır ve öğretmen arkadaşlar çeşitli sabit noktalarda münübüsün gelmelerini bekler.Şenay abi eğer uyuyakalmazsa,özellikle de kışın uyuyakalmazsa tüm öğretmenler tarafından tebriklerle karşılanır.Çünkü kışın minibüs beklemek işkencedir.Kirpikler birbirine yapışır.Saçlarda anlamsız kırlaşmalar,kırmızı burunlar,titreyen çeneler ve aklıma gelemeyen onca şey işte…Neyseki yerden spatulayla kazınacak duruma gelmedik…
Sabah mahmurluğu herkesin üzerinde olduğundan kimse muhabbet etmek istemez.Ben ve kendime benzettiklerim dışındaJ
Yaklaşık 21 km’lik yolda sayısız virajlardan geçilir.Her virajda inadına cama yapıştırırlar yanımdakiler.Bu yüzden camdaki on parmak izi hiç geçmez.
Yol boyunca geçen senelerde de olduğu gibi enteresan şarkıların hitleri bize eşlik eder.Misal;dağlar kızı Reyhan,Gelin olmuş gidiyor benim kınalı kuzum,halay müzikleri(düğün şarkılarıJ)…
Şoförümüz olan Şenay abi,yüzünde gülücükleri eksik olmayan sevimli bir insandır.Hayatı ciddiye almaz,güler,güldürür.Çocuklarını da kendine benzetir,ailecek gülerlerJ)
Kışın soğuğunda dağda kaldığımız anlarda bizim zorda kalmamamız için elinden geleni yapar,işinin ustalığıyla bizi okula zamanında yetiştirir.Maşallah diyeyimJ
Köyde kalınabilecek bir lojman yok.Olanlara da ev demeye bin şahit.Hepimiz gidiş-geliş yaptığımız için bir çok köylü tarafından tepki görüyoruz.Çocukları için çırpınıp dursak da bir kaçı tarafından sevilemiyoruz…
Geçen gün erken saatlerde köye doğru giderken okul önünde bir araba gördük.Milli Eğitim Müdürlüğü’nün arabasıydı bu.İçeriye girdiğimizde ilçeye yeni atanan müdürümüzle karşılaştık.Bizimle kahvaltı yapmak için gelmiş.Tabi sonrasında köylülerden bir kaçının bizi şikayet ettiğini öğrendik.O da bizim erken geldiğimizi görüp mutlu olduğunu belirtti.Ne tuhaf,sanki biz sürücü ve trafik polisleri tarafından denetleniyoruz.Eğitim sisteminin temelinde güven duygusu yatar.Veli öğretmene,öğretmen birbirbirine,müdür personeline güvenir.İlk kez gelen birinin bize güvenmesi beklenemez fakat yaşadığım durum beni üzdü…
Herneyse…
Geçen hafta birinci sınıfların vukuatları ile geçti.Kimi arabanın arkasına geçip ağzı açık vaziyette egzoz dumanını çekti.Kimiyle karşılaştığımda saçında köpükler vardıJTuvaletteki sıvı sabunla saçını yıkamaya kalkmış,köpükler suratından akıyorduJ)Kimi de “aşıcılar geliyooooooooooooo”diyerek tüm arkadaşlarını kaçırtmıştı.Allah sabır versin öğretmenlerineJ)
Sınıfımdaki çobanın 17.ci çocuğu olan Ferdi’nin derslerinde büyük bir gelişme oldu.”Çok çalışırsam bana muz alırsın dimi örtmen?”diyerek de pekiştireç istedi benden.Yeter ki iyi olsun durumu…
Büyük bir okulda çalışsam acaba bu kadar başarılı olur muydum?Bir kalem,bir diş fırçasıyla,meyveyle yada ufacık bir şeyle derse motive edebiliyorum...
Yoğun bir hafta beni bekliyor…
İyi hafta sonları herkese…

Hiç yorum yok: