24 Haziran 2010 Perşembe

İletişimin bozuk hali

Mutlu anlarla zamanı doldurmak adına yapmak istediğimiz şeydi birlikte bir şeyler paylaşabilmek.Bizi okul çatısı altında buluşturan eğitim sisteminin soğukluğuna inat sıcak sohbetler yapabilmekti gayemiz.Güzel gülüşlerimizi servis şoförümüze bulaştırdığımız için o da bizden birisiydi.Bizim kadar sıcak,içtendi…

Gel gelelim iktidarı kevgir bir idareci olunca,sevgi denizimiz kevgirden acımasızca boşalabiliyordu.Bugün bunun en canlı örneğini bir kez daha yaşadık.
Bir gün öncesinden planlanan mangal düşüncesine şoförümüz de dahil olmak üzere herkes katıldı.Sabah tüm malzemeler alınıp öğretmenler odasındaki masanın üzerine yerleştirildi.Sabah yapılan birkaç işten sonra herkes yemek için türlü işlere girişti.Kimi patlıcan közledi,kimi köfte yoğurdu.Kimi esprileriyle ortama şen bir hava kattı.Masa örtümüzün üzerine serilen zamanı geçmiş gazetelerle inşaat işçileri sofrası görünümü verildi.

Herkesin masa etrafında toplanmasını beklerken müdürümüzün kendi odasında yemek yeme kararını duyduk.Yüzümüzün düşmesine neden olan bu olayı umursamadığımızı belli etmek için yemek esnasında kahkahalarımızı daha içten attık,daha tatlı sohbetler etmeye başladık.
İnsanlar bazen tek bir kelimeyle de kendilerini belli edebiliyorlar değil mi?
Ama benim sıkıntım bu değildi!
Dün gece vefat eden Müdür yardımcımızın babası için okul sonrasında hep birlikte baş sağlığına gidelim dedik.Müdür beyden izin almak için kimse yanaşmayınca odasına doğru yöneliverdim.
Kapıyı nazik bir şekilde tıklattıktan sonra kendisinin bana sırtı dönük bir şekilde bilgisayar ekranına baktığını gördüm.”Hocam,biz..”dememe kalmadan”gidebilirsiniz!”dedi.
Bana,insanlarla konuşurken yüzlerine gülümsemem ve kibar olmam öğretildi.Karşımdaki çocuksa eğer seviyesine iner,büyükse mümkün oldukça gözlerine bakarak konuşmayı tercih ederim.
“Hocam,size bir şey söyleyebilmem için yüzünüzü görmem gerekiyor.”dedim.
Suratı asık bir şekilde yüzüme döndüğünde,gülümseyerek
“Teşekkür ederim.”dedim.
Anlatmak istediğim cümleyi hem yarıda bırakmış,hem de bazı devlet dairelerinde insanların davrandığı gibi benimle umursamaz bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
Kendi adıma değil ama onun için gerçekten üzüldüm.
İletişim,sandığımız kadar zor olmasa gerek.Birbirimizi tanımadan,yüzlerimize dahi bakmadan içtenliğimizi,samimiyetimizi anlayabiliyorsak bunu yüz yüze daha kolay başarabiliriz diye düşünüyorum.
Yürekleri kevgir olan insanlar berrak suyu akıttıkları için içlerinde taşı barındırabiliyorlar.
Onları sevmiyorum…

Ben yine de bugünü,kemiklerimizi yemek için bekleyen,hatta kimsenin yanına yaklaşamadığı kocaman köpeğin burnunun dibinde fotoğraf çekerek hatırlamak istiyorum.
Çünkü o beni anlayabiliyor!!!

17 yorum:

gül dedi ki...

:))
Ne güzel bir benzetme "kevgir yürekliler"...)
Onlar var hep olacaklar onun için yüzündeki gülüş hep güzel ve anlamlı olcak :)
bide oooohhh afiyetiniz olsun bide sefanız olsun :)
öptüm seni güzel çicek :)

Deliler Teknesi dedi ki...

İnsanlık tarihi "eşşekliğe" henüz nihai bir çözüm üretemedi maalesef... Yapacak fazla bir şey yok... Kah idare ederek, kah yok sayarak birlikte yaşamaya devam edeceğiz bu eşşeklerle ne yazık ki...

PS: Eşşek kelimesiyle nitelediğim yaratıkların, yük taşımada kullanılan dik kulaklı sevimli hayvancıklarla bir alakası yok...

ezgilimelodi dedi ki...

Gül;Birden aklıma geliverdi.Ona yakkıştırdığım en kibar örnek bu olsa gerek:)Çok teşekkürler,yorumların beni mutlu ediyor.

Deliler Teknesi;Fikrimi açık bir şekilde beyan etmişsiniz:))Anlaşılabilmeme sevindim:)

elif dedi ki...

ne güzel yazmışsın , ne güzel anlatmışsın.
son olarak şunuda ekliyim ama. tahsil cehaleti alır , eşşeklik
baki kalır::)))

ezgilimelodi dedi ki...

Elif;:))))Bir şey diyemeyeceğim:)

sevgi dedi ki...

Ezgi benzer bir olayda tanımadığım bir insanla benim aramda geçti ama inanırmısın insan olmanın ama gerçekten insan olmanın başlı başına bir meziyet olduğunu düşünüyorum ve Rabbim bunu da her kuluna aynı ölçüde vermemiş görüyorum..
Ben böyle insanları çkta önemsememek gerektiğinede inanıyorum artık önemsedikçe karşılarıdakileri kırıyorlar çünkü..
Ayyy ne dertliymişim ben dimi..

ezgilimelodi dedi ki...

Sevgi;Ortak bir yaraya parmak basmışım:)Kesinlikle katılıyorum sana...

Newbahar dedi ki...

Umarım senin gülen yüzünü ve şen kahkahalarınızı duyan müdür kendi kendine epeyce düşünmüştür.

''Bugün neden insan gibi davranmadım!???''

Belkide başka bir derdi vardı adamın kimbilir!...

ezgilimelodi dedi ki...

Newbahar;İnanır mısın onu bile düşündüm.Bir sıkıntısı vardır belki de diye.Böyle düşünmesem canım fena halde sıkılırdı.Başka problemleri olduğunu biliyorum.Ama problemlerini yansıtması gerektiğini düşünmüyorum.Herkesin farklı sıkıntıları var,bunlar yüzünden kalp kırılıyorsa eğer bu daha büyük bir sorundur.Zaten belli etmemek de profesyonellerin işi olsa gerek...

Mehmet Bilgehan Merki dedi ki...

Köpek işte deyip geçtiğimiz bir canlının kalbinin sıcaklığını taşıyamayan insanlarla dolu bir toplumda yaşamamız ne kadar garip bir çelişki değil mi?

ezgilimelodi dedi ki...

Mehmet Bilgehan Merki;Kesinlikle...

oyumben dedi ki...

Bazen bir köpek evrim basamağının son durağı bir insandan çok daha candan olabiliyor.

Adsız dedi ki...

Müdürünüz bu davranışı ile size bir mesaj vermek niyetinde, söz konusu davranışının nedenini yalnızca siz tahmin edebilirsiniz... Elbette müdürünüzün bu davranışını onaylamıyorum.
Bununla birlikte belli bir yaşa gelmiş, hayat deneyimi bizlerden fazla olan, önemli bir makamda bulunan bir insana, "eşek", köpekten aşağı" gibi hakaretler eden yorumcular ile söz konusu yorumlara çanak tutan blog yazarını şiddetle kınıyorum. İncil'de dahi "sağ yanağınıza vurana sol yanağınızı uzatın" der. Yapılan her ne olursa olsun, böyle hakaretler edilmemeli. Empati kavramı hakkında bilgilenmenizi öneririm.

ezgilimelodi dedi ki...

oyumben;teşekkürler yorumun için.

Adsız(Tolgaacar);Empati hakkında daha çok bilgilenmeye çalışırım.Yazımda herhangi bir hakaret yapmadım,yapmam da...Teşekkürler yorumun için

bir güzel çift dedi ki...

Ezgi ne kadar harika anlatmışsın yine...yazdıklarının her cümlesine katılıyorum yürekten...seni özleyeceğiz.nerelere kaçıyorsun.beni habersiz bırakma.sevgilerle...

Arzu Sarıyer dedi ki...

Yıllar geçsede insanlardaki davranışlar değişmiyor demek.Benzer davranışları yıllar önce yaşayan biri olarak hiç şaşırmadım.Sevgiler.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Yazık ki her ortamda kevgir yürekli birileri mutlaka oluyor ve ilginç ki bizi bazen hayvan dediğimiz o güzellikler bile daha iyi anlıyor Ezgi'ciğim:)