10 Ağustos 2010 Salı

Anıtkabir'i anlatmak...

Ankara’ya gittiğimde,uğramak istediğim yerlerden biriydi Anıtkabir…

Bu kez oraya öğrencilerim için gidecektim…
Derslerimden birinde Anıtkabir’den bahsederken,öğrencilerimin çoğu boncuk gözlerini açmış şaşkın bir vaziyette beni dinliyorlardı.Büyük dedemin,meclis açıldığındaki ilk milletvekili olduğunu,fakat meclise giderken,yolda Ermeniler tarafından öldürüldüğünü,bu yüzden Anıtkabir’de ismi olup resmi olamayan milletvekillerinden birisi olduğunu söylüyordum.Anıtkabir'de Atatürk hakkında öğrenecekleri çok şey olduğunu söylediğimde,merak edip sorular sormaya başladılar.Orada sadece anıt bir mezar olduğu düşüncelerinin yanına yeni bilgiler ekledim.Atatürk’ün kıyafetleri,savaşlar hakkında bilgiler,resimler,belgeler,ev eşyaları,hayran kalınacak bir kütüphane,çeşitli madalyalar,ressamların duvarlara yaptıkları savaşı anlatan resimler,arabalar ve dahası…
Hepsi o an gözlerinde farklı şeyler canlandırdılar.Kimi eşyalara insanların dokunabileceğini düşünüp”Atatürk’ü koklarım o zamaaan!!”diye sevindi,kimi bu kadar değerli olan bir şeyin mutlaka muhafaza edileceğini belirtti.
Düşündüm…
Yani,seneler boyunca anlatıp duruyoruz her şeyi.Hemen hemen hepsi de uçup gidiyor zihinlerinden.Birçok okul geziler düzenleyebiliyor.Köy okulları bundan da nasiplenemediği için ancak anlatıldığı zaman bilgi sahibi olabiliyorlar.
Bu bilgi açlığını gidermek için sanal müzeler oluşturuluyor.Fakat yine sıkıntısını internet problemi yaşayan köy okulları çekiyor.Nitekim ben de olduğu gibi…
Bilgisayarımı hevesle okula götürdüğümde sayfanın açılmasını bekleyerek birkaç saat zaman kaybı yaşamıştım.
Sağolsun yardım istediğim birkaç kişi çeşitli resimler ve sunular bularak en azından projektör yardımı ile çocuklara sunmamı sağladılar…
Ben de gittiğimde fotoğraf çekmeme müsaade edilen yerlerde çekim yaparak dönem içinde onlara sunabileceğim çeşitli albümler oluşturdum.
İmkanı olan her ailenin çocuğunu götürmesini çok istiyorum.Yani,faydalanılabilen mükemmel bir yer varken,gidilmemesi üzücü bir durum olur…
****
Geçenlerde telefonumda yabancı bir numaranın beni aradığını gördüm.Açar açmaz üürtttmeniiim sesini duyduğumda arayanın Ersin olduğunu anladım:)
“Ürtmeniim nasılsın?Tahinin çıkmadı değil mi ürtmenim?(Tayin demeyi de öğrenecek:)
“Yok canım,sizinleyim yine:)”
“Tatiliniz nasıl gidiyor?”
“İyi,Ankara’ya gidebildim şimdilik.”
“Aaaa Anıtkabir’e!!Resim getirirsiniz dimi ürtmenim?”
“Getiririm elbette.Sen ne yapıyorsun?Okula gidiyor musun,kitap okumak için?”
“Yok,ürtmenim,tarla işlerimiz oluyor.Gitmedim valla(Açık sözlü:)
“Bu numara kimin?”
“Senin ürtmenim”
“Hayır arayan numara kimin?”
“Benim ürtmenim”
:)“Kaydediyorum,o zaman.”
“Örencim Ersin diye kaydedersin ürtmenim(Yol gösterici:)
Tüm çocukların selamı var.
Kızlar sabahtan akşama kadar oyun oynuyorlar,haberin olsun ürtmenim(Kızlara düşman:)”
“Hadi öpüyorum Ersin seni.”
“Ben de öpüyorum seni(Öğretmeni arkadaşı zanneder:)”
Telefonu kapattığımda bir süre güldüm…
Sonrasında düşündüm:
Dünyası,tarlanın dört bir köşesi olan çocukların ellerini topraktan arındırıp geçmişi öğrenebilecekleri gezilerin içine soksalar,ne büyük bir iyilik yapmış olurdu,o sözleşmeli öğretmenleri küçümseyen ve hatta oy için geziye çıkan büyük büyük insanlar!!!

16 yorum:

Sihirli Yazılar dedi ki...

Büyükdeden meclis açılışındaki ilk milletvekiliymiş, ilginç... Ersin'le muhabbetinize de bayıldım! Çok tatlısınız ya.. Ama bunun gibi bazı yazıların dokunuyor bana, gözlerim yaşarıyor inan ki. Gidip göremiyor, resim istiyor falan. Dediğin doğru: Bu çocukların bütün dünyası tarla. Alıp götürmeli, gezdirmeli, tarihi yerine öğretmeli bunlara. Ne söylesek boş belki de. Ya da umarım olur bir gün böyle şeyler. Ne bileyim işte. Üzülüyorum sadece... Sevgiler...

ezgilimelodi dedi ki...

Evet,yolda öldürülmeseydi belki de ismiyle birlikte resmi de orada olacaktı...
Ben de bir gün görebilecekleri ümidiyle bekliyorum.Büyük şehirlerde böyle faaliyetler çok ama köylerde yapılmıyor.Neyse ki "Gönül Köprüsü"projesi adı altında öğrenciler yeni şehirler görüyor.Tabi seçilen birkaç öğrenci...Yine buna da şükür...

acartolga dedi ki...

Ankara'da yaşıyorum ve Anıtkabir bana çok yakın. Bununla birlikte ortalama yılda bir kez dahi ziyaret ettiğimi söyleyemem.
Cumhuriyetin temelleri ile oynanan bu günlerde, M. Kemal'in öğretisine, cumhuriyete, "muasır medeniyet" seviyesine ulaşma hedefine daha sıkı tutunmalıyız. Tabii bu Anıtkabir'i ziyaret etmekle, anlatmakla olacak iş değil ama Atatürk'ün başardıklarını anlatmak, Atatürk sevgisi aşılamak için Anıtkabir'i öğrencilerine anlatmanı, fotoğraflar göstermeni anlamlı buldum; hele bir de senin gibi anlatım gücü fazla iyi bir gözlemciden dinledilerse Anıtkabiri, "görmüş kadar olmuşlardır."
Kimi öğrencilerin her türlü olanağa sahip olması, bırak Anıtkabiri, Amerika'ya gidip Disneyland'ı görebilmeleri, kırsalda ve büyük kentlerin varoşlarında yaşayan kimi öğrencilerin ise burunlarının dibindeki görememeleri "ne yaman çelişki" dimi...
Dedenin milletvekili olduğunu söylemiştin bana, bugün milletvelil diye seçtiklerimiz, cumhuriyetin ilk yıllarında milletvekilliği yapan "cumhuriyet çocukları"nın eline su bile dökemez. Bu da ayrı bir konu, lafı uzatmayacağım.
Ezgi bu tür yazılarını daha bir keyifle okuyorum, yorum yazmadan edemiyorum, eline sağlık.

ezgilimelodi dedi ki...

Acartolga;Ziyaretçi sayısı düşündüğümden çok daha azdı.Ankara'da yaşayanlar çok daha az ziyaret ediyorlar,biliyorum...
Çocuklarında zihni bulanabiliyor aileleri nedeniyle.Bunu çok iyi yaşayan birisi olduğum için elimden gelen sevgiyi aşılamaya çalışıyorum...
İnternet sıkıntısı çözülse sanal müzeler yardımıyla çok daha iyi anlatıma sahip olacağım ama işte...Daha bu yıl telefon çekmeye başladı,önceden pencerelerden sarkıyorduk telefon çeksin diye,şimdi de interneti bekliyoruz...Çok geri kaldık...

sakince dedi ki...

Hep anıtkabir der dururuz o kadar çok anlatılır ki gitmediğime dair bir boşluk duymamıştım taaki iki sene evveline kadar.Gezerken daha önce neden gelmedim diye üzüldüm çok geç kalınmış bir ziyaret diye geçirdim aklımdan ..
Mutlaka görülmeli ..
Bu ara müzik değişmiş dün aklığımda y.o.k vardı.. :)
ama didoyuda çookk sever bu gül..
Sonar güzel bir tatil sabahına uyanman dileğiylemle gül yanaklarından öpüyorumm..)

ezgilimelodi dedi ki...

Sakince;Eee ne güzel etmişsin işte,kesinlikle gidilmesi gereken bir yer...
Evet dün yok çalıyordu:))Severim:)
Teşekkür ediyor,gül yanaklarım öpücüklerini:)(bir şımarma sezdim kendimde:))

hikayelerdirgeriyekalan dedi ki...

Ezgicik,Ailenin seninle gurur duyduğundan eminim izninle canım seninle ne kadar gurur duysam azdır inan iltifat değil gerçek...var ol bitanem,böyle ulvi bir insanın Atamızın ziyaret etmen ve bizlerle paylaşmandan dolayı kutluyor seni çok öpüyorum.
Mutlu günler canım Sevgiyle

ezgilimelodi dedi ki...

Hikayelerdirgeriyekalan;Teşekkür ederim,umarım öyledir:)
Mutlu günler,sevgiler...

Antipatik Yazar dedi ki...

Yazınızdan çoook etkilendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
Bununla birlikte büyük dedenizin meclis açılışındaki ilk milletvekili olduğunuda öğrenmiş olduk. Allah rahmet eylesin.


"Dünyası,tarlanın dört bir köşesi olan çocukların ellerini topraktan arındırıp geçmişi öğrenebilecekleri gezilerin içine soksalar,ne büyük bir iyilik yapmış olurdu,o sözleşmeli öğretmenleri küçümseyen ve hatta oy için geziye çıkan büyük büyük insanlar!!!"
Demişsiniz.
Bu büyük insanlar Bir anlasalar, herşey çok daha güzel olacak!..

ezgilimelodi dedi ki...

Antipatik Yazar;:))Bunu yazarken gülümsedim,değişik bir blog ismi,rastlıyordum bazı yorumlarda size.Sayfama uğramanıza çok sevindim.
Evet aslında uzun ve acı bir anısı var.Belki birgün onu da paylaşırım...
O büyük insanlar bugün birçok Kpss mağduru daha serpiştirdi yollara.Anladıklarında geç olacak sanırım...

Newbahar dedi ki...

Çocuklar, çocuklarımız...
İmkan olsada onları Anıtkabire götürebilsek.
Belliki Ezgi ürtmeni öğrencileri çok özlemiş ve dört gözle yolunu gözlüyor.
Tatilin bitmesine az kaldı ürtmenim:)
Hayırlı Ramazanlar:))

Sabahattin Gencal dedi ki...

“Bloglardan Seçmeler” sitesinin daha etkili ve yararlı olabilmesi için görüş ve önerilerinizi bekliyorum.
İyi günler dileğiyle.
Sabahattin Gencal

ezgilimelodi dedi ki...

Newbahar;Bitiyor tatil...Bazen özlemiyor değilim okulu:)Ama iyiydi böyle:)

SabahattinGencal;İyi günler dliyorum....

Esin Bozdemir dedi ki...

Sevgili Ezgiciğim,
Atalarından öz ve öz büyükbabandan devraldığın;ne güzel bir geçmişe sahipsin öyle ..Büyükbabanın, Meclisin açılışındaki ilk milletvekili oluşu!.nur içide yatsın her biri...

Öğrencilerinin seni bu şekilde arıyor olması bak nasıl güzel..Dediğin gibi keşke tüm çocuklara hele ki toprağın cefasını çekerek çalışan o minik ellere uzanıp da, onlara tarihimizi kitaplarda anlatmak yerine bizzat yerinde öğretebilmenin önemini kavrayabilmiş olsa değerli büyüklerimiz!..bende sevgili Ezgiciğim Harbiye Askeri Müzesini gezerken yaşadım aynı duyguları...Tüylerim diken diken oldu gezerken müzeği... geçmişi nerdeyse yeniden yaşadım diyebilirim...çocuklarımız için bundan daha önemli bir ders olamaz... Hele ki Anıtkabiri mutlaka her öğrenci görmeli...

Ürtmenim ürtmenim diyen o miniğin tatlı dillerini ne yapmalı:)hele ki o toprak kokan ellerini...sonrada kalem tutacak..öpülesi elleri:)

büyük babasının gurur duyacağı tatlı ezgiciğimizi bende sevgiyle öperim...Yetiştirdiğin öğrencilerin bir gün hiç şüphesiz çok başarılı olacaklar ve kaderine terk edilmiş hayatları ve karanlıkları engin bilgileriyle aydınlatacaklardır...

sevgilerimle ürtmenim:)

ezgilimelodi dedi ki...

Esmir;Yorumlarınızı o kadar severek okuyorum ki;çokça teşekkür etmek istiyorum:))
Bugün çok güzel bir haber aldım müdür yardımcımızdan.Hatrını sormak için aramıştım,okulumuzdan 2 kızın Anadolu Lisesini kazandığını öğrendim.1952'den beri okulun düzelemeyen kaderini yeniden zirveye taşıdı bu genç kızlar...
Benden de koccaamaaaan sevgiler size:))

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Ezgi'cim bir öğretmen için en önemli şey çocukların başarısı olmalı.
Haa bir de geriye dönüp baktıklarında iyi anılarla hatırlanmak olmalı.
Kocaman sevgilerimle...