19 Ekim 2011 Çarşamba

...

Her sabah 6.30da kalkıyorum.Ayakta uzun süre kaldığım için mutlaka kahvaltı yapmam gerekiyor,bunun için çok daha erken uyanıyorum.Gökyüzü hâlâ uykuda...
Yüzümü yıkayıp,kendime göre minik bir kahvaltı sofrası hazırlıyorum.Öğle aralarında yemek yiyemediğimiz için çantama atıştırmalık bir şeyler koyuyorum.
Sabahın ayazı parmaklarımı kesiyor,yüzüm acıyor.Servis aracında her zamanki yerime oturuyorum.Ağaçlar yapraklarını dökmeye üşenmiş,rüzgârı bekliyor...
Ellerimde poşet oluyor genelde.Köy çocuklarının istekleri bitmiyor;kalem,kağıt,boya,defter ve hatta simit!!
Annelerinin yaptığı tandır kokulu ekmeklerden sıkılmış olacaklar,susam kokusu istiyor her biri,susamı özlüyorlar...
Her teneffüs yaralanan bir çocuk oluyor,yaralarını sarıyorum.Gariptir ki ağlamıyorlar,ben tepki verince süzülüyor gözlerinden yaşlar,dayanamıyorum...
Ergenlik sorunlarını paylaşıyorlar ders aralarında,utangaç utangaç yüzüme bakıyorlar...
Sinirlendiğimde minik ellerini uzatıyorlar;gözlerim doluyor,susuyorum...
Hiçbir kan bağım olmayan bu çocukları,çocuğummuş gibi sahipleniyorum.Hüzünlerine ortak oluyorum...
Aklıma şehit olan askerler geliyor,hepsi çok küçüktüler.Onların da sıralarının altında beslenmeleri vardı,ellerinde sivritilmiş kalem tozları...
"Büyüyünce şehit olmak istiyorum!"çıkmamıştı ağızlarından.Ya doktor olmak istemişlerdi,ya öğretmen...
Toprağa çiçek toplamak için eğilmişlerdi,vurulduklarında yere yığılmak için değil!
Güzel hayalleri vardı hepsinin,hayalleri olmadan yaşayamazdı insan çünkü...
Hayatın bilgisi bu değildi,biz geçmişteki kahramanlıkları anlatarak övünürdük...
Bunu anlatacak kelimeler bile kalmıyor,kalamıyor...
Özetle,ben sadece bir harf öğretmenin sıkıntısını yaşarken,bir anne çocuğunu büyütüyor,binbir emekle...
O annenin acısını hayal ederken bile yüreğim sıkışıyor,dua etmekten başka bir şey yapamıyorum....
Zor...

6 yorum:

bir güzel çift dedi ki...

içim acıyor,benim içim acıdıkça içimdeki minik bebeğim dışarıda olanları haber almışcasına sessiz,harekesiz...dua dua dua,elden ne gelir ki başka...

ezgilimelodi dedi ki...

Ayşenur,inşallah bebeğin hayata güzelliklerle gelir,yaşamında hep güzelliklerle karşılaşır.Bu acı inşallah son olur...

nihansu dedi ki...

Hayat bilgisi bu değil, çok doğru... Dünyanın en zor mesleği bir çocuğu yetiştirmek, büyütmek. Ve sonra ölenlerin ardından bakıyorsun, ne için sorusu takılıveriyor aklına.. Offf diyecek ne var ki.. Çok zor gerçekten...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Katlanması çok zor bir durum çocuğunu kaybetmek Allah sabır versin Ezgi'cim...

didem dedi ki...

Hem ogretmenleri gibisin hem anneleri. Uzun zamandir yoktum, geldim simdi de sen yoksun:((

Bir Terazi Kizi... dedi ki...

Ezgicim maaleseki herseye ragmen hayat devam ediyor,maalesef...

Bayramin ktlu olsun canim,senin ve tüm cocuklarinin,sevgiyle kalin...