15 Kasım 2011 Salı

Kayıp Balık:)

Uzun zaman oldu yazmayalı,ortalardan kaybolalı…
Kayıp balık gibi hissediyorum kendimi,belki de böyle olsun istiyorum:)
Aslında nereye gideceğini bilemeyen bir balık gibiyim.İki ayrı şehirde iki ayrı düzen kurmaya çalışıyorum.Yoruluyorum,yoruluyorum ve yine yoruluyorum…
Bayram öncesi hastalıkla boğuştuğum için benim yeni öğrencilerimden birisi”öğretmenim bedene çıkak da sen de kafanı dinle!”dedi.Kafamı dinlemeye ihtiyacım olduğunu çok iyi biliyorlar
Kafamı dinlemek istiyordum.Kurban Bayramı tatilini uzatıp güzel İzmir’e doğru açtım yelkenimi.İyi de etmişim,gidince anladım:)
İzmir’in ılık-tatlı havası,akraba ziyaretleri,Kuşadası,bolca yemek:)ve sevdiklerimle olmak bana çok iyi geldi.
Dönüşte uçağı kaçırma korkusu yaşasam da gittim,geldim çok şükür…
Buralarda kar var yine…Sabah okul servisini beklemek işkence haline dönüştü.Yol üstünde havlayan köpekler beni uykumdan ediyor.Uykulu uykulu”size dee günaydıııın!”diyorum onlara,arabadakiler bana bakıp gülüyorlar.
Bazen öğle arasında yemek için şehirden simit alıyordum.Elimde poşetle okula girerken bir şeyi unutmuşum;çocuklar elimdeki o poşeti görüyorlar!
Bunu elime bozuk para tutuşturan çocukları görünce anladım.
Ehh onların da canı simit istiyor,para veriyorlar bana kendilerine simit almak için…
Dikkat edemiyorum bazen,onların neye odaklandığını bilemiyorum.
Artık canım simit istemiyor…
Soğuyorum
Üşüyorum da…
“Serenad”,”İskender” ve şimdi yeni okumaya başladığım “Od”…
Hepsi de ayrı bir tat bırakıyor bende…
Kitap okumayı hızlandırdığım için mutluyum…
Özetle;üşümek,soğumak,mutluluk,yorgunluk ve kaybolmak
Bu aralar bunlarla meşgulum.
Ya siz?





11 yorum:

acartolga dedi ki...

"yıldızlı bir gece
ay da vardı
sen gülümseyince
yüreğimde bir balık oynadı"

dizelerini anımsadım yazını okuyunca. Uzak coğrafyaların engelleyemediği bir birliktelik... Mutluluğunuz daim olsun.
Bu arada simiti çok severim ben de. Çocukluğumda simitten başka bir şey yiyemezdik ki dışarda ve bize öyle lezzetli gelirdi ki...

ezgilimelodi dedi ki...

ACARTOLGA;Tandır kokusundan sıkılmış olmalılar ki,hiçbiri simite dayanamıyor...
Anımsadığın dizeler benim de hoşuma gitti
Sevdim:)

nihansum dedi ki...

Biz, yani ben bıraktığın gibiyiz :)) Bir süredir yokluğunun farkındaydım, İzmir'de olduğunu da biliyordum, bozmayayım saadetini diye düşündüm, döndüğünde nasıl olsa ses verir Ezgi. Sesini duydum bu gece, kar yok ama hava burada da buz gibi (Hay Allah mektup gibi oldu bu :)) )
Kitap okumak, film izlemek hatta hiç alışkanlığım değil ama bu sıralar bir hayli yapıyorum; facebook'daki oyunlardan oynamak, inan bana çok kafa dağıtıyor.
Bazen bir süre beklemek gerekiyor, biraz da sabretmek... Senin şu ana kadarki sabır performansını düşündüğümde bu ne ki diyorum.
Güzel günler diliyorum sana Ezgi, bir Ankara ziyareti de yapsana arada, simit yiyip çay içeriz. Ne dersin?

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Ne tatlı bir öğretmensin sen Ezgim, tam işte öğretmen bu dediğimsin canım.
Sen aslında çokda yorulsan, çokda sıkılsan dünyanın en güzel mesleğini yapıyorsun. Haa meslek derken şimdilerde bu mesleği hakkınla yapanlarda azaldımı? ne!
Sen yaz ben okuyayım canım, zevk alıyorum seni okumakta. Tabi diyebilirsinki sıcacık evden okuması kolay, ama Ezgim inanki senin yerinde olup üşümeyi tercih ederim.
Hayatta en sevdiğim şey çocuklar ve onlara bir şeyler vermek, bir şeyleri paylaşmak ve onlara hayatı tanıtmak.
Tatlı küçük öğretmenim benim:)

ezgilimelodi dedi ki...

NİHANSUM;Evet evet,gerçekleştirmeliyiz simit-çay-sohbet üçlüsünü...
Özledim seninle sohbet etmeyi,isyanımı poflayarak anlatmayı:)
Ben de ne yaptığımı bilmiyorum bu aralar.
Hayatın güzel olduğunu biliyorum sadece:)

YAŞAMIN KIYISINDA;Ah tatlı mıyım orası biraz şüpheli:)Bugün çocuklar beni çıldırttı.Noktalama işaretlerini kartlara yazarak tavana astık,bakarak öğrenebilmeleri için.Etkinlik sırasında resmen deliye döndüm,bir güzel kükredim:)Kendimden soğudum o an.Aradan beş dakika geçmeden öğrencim yanıma gelip"öğretmenim öğretmenler günü ne zamandı?"dedi:)
Ben de yine pişmanlık...
Çocuk olmak ne garip!
Valla çok garip:))

Meyra dedi ki...

üşümek ve yorgunluk kısmı bendede tavan yapmış durumda canım..mesleğe gelince en büyük sabır isteyen en ulvi meslek seninkisi,sabrın ve enerjin çok olsun...

tedirginruhcikolatacisi dedi ki...

Yorgunluk, yoğunluk veee kesinlikleee üşümekle meşgulüüm bende. Malum, eskişehirdeyim her hafta ve burası çok soğuk yaaaa:(((( Üşümekten korkar hale geldiğim için karnıbahar gibi dolaşıyom ortalıkta:s (her şey eğitim için:)
Ama mutlu olduktan sonra insan herşey vız geliyor değil mi?:)

ezgilimelodi dedi ki...

MEYRA'NIN GEMİSİ;Ah sabrım kalmadı sanırım,erken emeklilik istiyorum:)

TEDİRGİNRUHÇİKOLATACISI;Özlemiştim seniiii,ses vermene sevindim:)Eskişehir'de miydin sen?Haberim yok son gelişmelerden,anlat merak ettim:)
Mutlu olmak lazım evet:))
Sevgiyle..

hayat izlerim dedi ki...

Ezgi'cim geçmiş olsun kış, hastalıkları da getiriyor gelirken.
Okuduğun kitaplar şahane, Od'a henüz başlayamadım ama diğer ikisi bu yıl, iyi ki okudum dediğim kitaplar.
Bu arada, senin o güzel öğrencilerini seviyorum ben :))

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Küçük öğretmenimin gününü yürekten kutlar yanaklarından öperim.
Sevgilerimle...

ezgilimelodi dedi ki...

YAŞAMIN KIYISINDA;Çoook teşekkür ederim,çok sevindim,çok...:)