Çırpınıp bir şeyler vereyim diye eriyen, tükenen ve bitenim ben...Tatili herkesçe dile dolanan, geçim derdi ile aklı bulanan, susuz, yolsuz dağ köyüne yollanan, itiraz etmeden de gidenim ben.. 8-5 memurun gözüne batan, kimisine göre yan gelip yatan, İlim düşmanıyla muhatap olup,... gençliği bir dağın başında kalıp, her eylül ayında umut...la dolup, sonra yavaş yavaş tükenenim ben.. Bir harf vermek için binbir film çevirip, öğretince çocuk gibi sevinip, 8 ay uğraşıp dönüp devinip, 10 dakikaya teftiş edilenim ben...Kimsesizim, ağam da yok dayım da, bir seçimde varım bir de sayımda, senede bir defa kasım ayında, yalandan kıymeti bilinen bir garip memurum, ÖĞRETMENİM BEN!!!!!!"
Takım elbisesiyle intihar eden de öğretmen,kansere yenik düşen de...
Eşinden,çocuğundan ayrı kalan da öğretmen...
Bir olan,birlik olan,birlikte toprağın altında kalan da öğretmen...
Hediye veremediği için utanan;sebebini de annesinin hasta olmasına bağlayan
getirdiği lif ve çorap ile havalara uçan çocukların da sahibi öğretmen...
Atamadılar!
Attılar,unuttular...
Mesleğine kavuşamayan bütün öğretmen arkadaşlarıma sabır diliyorum...