Evimizdeki salonun avizelelerini temizlemek her zaman
işkence vermişti bana..Kocaman kristalleri hohlayarak saatlerce ovalamak büyük
bir zaman kaybıydı;ama her büyük temizlikte bu büyük görev annem tarafından
bana verilirdi..
Ve yine temizliği zor olan avizeler eve alınabilecek en zor eşyalardan da biri olarak karşıma çıktı.
Yeniden moda olan koca taşlar yine afilli duruşuyla bir çoğunu cezbederken beni kendinden uzaklaştırıyordu..Herkesin zevki farklı evet,ama bu sefer büyük bir çoğunluk mavi
ledli,irili ufaklı taşlı,kumandalı,değişik modelleri tercih edince avize
dükkanlarından çoğu onlarla dolu oluyordu…
Bir keresinde avizecileri dolaşırken bir tanesinin önünden
geçtim ve şöyle dedim:
“Yine taş dolu bir dükkan,hiç girmeyelim!”
Hemen bitişiğindeki kapıdan içeri girdiğimde gözüme ilginç
modeller çarptı,”aaa başka modeller de var yanda bakalım”dediğimde,adam:
“Evet,az önce geçerken beğenmediğiniz dükkanın sahibiyim
ben!”dedi.
Ehe,öhö diyerek konuyu değiştirmeye çalıştım,çaktırmadan da uzaklaştım.
Meğer aynı yeri ikiye bölmüş,nereden bileyim??
:)
Neyse ki gönlümde
yatan avizeleri minicik bir avize
mağazasından aldım
En sevdiklerimden..
Oturma odasının sevimli şapkası:)
Salonda biraz büyük durdu ama alırken çok güzel parlıyordu:) |
Bu da ay dedemiz:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder