25 Haziran 2011 Cumartesi

Yazmak İçin...



Henüz tatili tam anlamıyla yaşayamasak da,benim için 17 Haziran tatildir:)
Tatil havasına girmiş olduğum için de içimden yazmak gelmemektedir.
Peki ben gereksiz Seminer döneminde ne yapmaktayım?
Boş oturmakla birlikte bebek sevmekteyimm:)
İzni biten öğretmen arkadaşım bebeğiyle birlikte okula gelmek zorunda kaldı.Anneannesi gelene kadar da dört gün boyunca bize eşlik etti şeker kızımız..
Yok böyle bir tatlılık!Pembe,kırmızı,sarı...Bütün renkler bebeklere yakışıyor.Zaman onunla daha bir güzel geçiyor.
Gerçi ben eline grisini verdiğim için de diğer arkadaşlar benden çekip alıyorlar.
Valla kemirmek hoşuna gidiyor.Hem öyleyken kucağımda da duruyor:))
Bir de yine müfettişler geldi okula!Ve yine eleştirecek şeyler buldu.Çocuklara sınıfça çekindiğimiz fotoğraflar dağıtacaktım.Masanın üzerindeki fotoğrafları görüp"Arkalarına da bir şeyler karalasaydınız!"dedi.Yapasım vardı,ama yapmadım!
"Ne güzel düşünmüşsünüz!"çıkmadı ağzından...
Uzun konuşmasını,tatlı kuzucuk çığlık atarak bozdu.O da dayanamadı:)
Ben de bebekken böyle okullardaydım...
Çalışan annenin çocuğu olmak ne zor!
Bebeğin her türlü oyuncağı odanın etrafında olduğu için telaşla toplayamadık.Haliyle erkek arkadaşımız sandalyedeki oyuncağın üstüne oturdu.Oyuncaktaki ses hiç susmuyor.Gülmekten dağıldı herkes:))Müfettişler de gülmekten oturamadılar:)
Aynı gün okul merdivenlerinde güneşlenirken,küçük bir çocuk nefes nefese yanıma geliyor:
"Öğretmeeeeeen!"
"Efendim?"
"Annem dedi ki,sürmeli gözlerinden öperim onu,dedi"
"Eee?"
"Öyle işte:)"
Annesi sohbet arasında söylemiş,çocuk da annesinin yerine gelmiş:)
Henüz 5 yaşında:))




Bugünlerde severek dinlemekteyim:)

14 Haziran 2011 Salı

2,3,4,5.. derken...

Sayfamı seneler önce oluştururken,"kuzucuklar"başlığı altında yazılar yazmam gerektiğini düşündüm.Çünkü,hayat hikâyeleri,sordukları sorular,verdikleri cevaplar,özetle yaşadıkları her şey anlatılmaya değerdi.
Kime göre?
Elbette bana:)
İkinci sınıftan itibaren öğretmenleri olduğum kuzucuklara veda etme zamanı geldi...
Ve biz de geçirdiğimiz seneleri güzel hatırlayabilmek için bugün doyasıya eğlendik.
Önce kavanoz içindeki en güzel kır çiçeklerini masama koydular.Sonra yüzümü,saçlarımı sevdiler...


İçlerinden maviş gözlü olan kuzucuğum,yanıma yaklaşarak,"Sizi bu zamana kadar üzdüysem özür dilerim öğretmenim,sizi çok seviyorum"dedi...Hafta sonu gittiği şehir pazarından cici bir kolye almış,almakla kalmayıp üzerine ismimi de yazdırmış:)
Ah düşünceli çocuk!!
Sev,sevil,sevin...


Ellerinde tepsiler;içlerinde pastalar,kurabiyeler...
Yüzlerinde kocaman gülümsemeler...
Ezgi öğretmenleri de onlara pasta alırsa mutluluk kat kat artar...


İnanıyorum:
Her seferinde söylediğim gibi "Sizden iyi bir insan olmanızı istiyorum!"sözümü kendilerine rehber edinirler...
Paylaşmayı hiçbir zaman unutmazlar...
Öğretmenlerine olduğu kadar herkese dürüst davranmaya devam ederler...
Teşekkür etmeyi bilirler...
ATATÜRK'ü yürekten severler ve geçmişimizi örnek alırlar.
Güzel gülüşlerini yüzlerinden eksik etmezler...
Ezgi örttmenlerini hiç unutmazlar:)
Çünkü öğretmenleri kuzucuklarını hiç unutmayacak...

12 Haziran 2011 Pazar

Bir Film,Bir Müzik



YAŞAM ŞİFRESİ(Source Code)
YAPIM:2011/ABD-FRANSA
IMDB:7.7-10
FİLMİN ÖZETİ:"Kaptan Colter Stevens (Jake Gyllenhaal) hız treninde uyanır ve buraya nasıl geldiğine dair hiçbir fikri yoktur. Karşısında Christina (Michelle Monaghan) adlı kendinin tanımadığı ama belli ki kadının kendini tanıdığı birisi oturmaktadır. Tuvalette kendine sığınacak yer ararken aynada kendi yerine başkasının yansımasını görmesiyle şok olur ve cüzdanında da bir sınıf öğretmeni olan Sean Fentress’ın kimliği vardır. Aniden trenin içinde büyük bir patlama meydana gelir. Hemen ardından Colter yüksek teknolojili bir tecrit birimine gönderilir ve uniformalılardan Goodwin (Vera Farmiga) onun gördüğü her şeyden haberdar gibidir.
Colter Chicago’da bir treni havaya uçuran ve daha binlercesini de öldürmeyi planlayan bombacıyı saatler öncesinden tarif edebilmek için yüksek-önemlikli bir göreve atanır. Çok gizli bir program olan ‘yaşam şifresi’ sayesinde Colter paralel bir gerçeklikte Sean olarak davranabilmektedir. Trene her dönüşünde Colter’ın bombacının kimliğini tanımlayabilmesi için sekiz dakikası vardır. Her seferinde yeni deliller toplasa da avı onu atlatmayı başarır. Daha fazla bilgi aldıkça, bu ölümcül faciayı önleyebileceğine daha çok inanır -elbette zaman onun önüne geçmezse."
Özellikle son zamanlarda dizilerde ve filmlerde Kuantum Fiziği'ne yer verilmeye başlandı.Benzer konulardan sıkılmış olan izleyiciye bence güzel görseller sunan bu filmler sayesinde zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.
"İnception"gibi bu film de beni etkiledi.Belki yer açısından filmin başlarında konu size sıkıcı gelebilir;fakat aynı olayın farklı şekillerde ortaya çıkması ile film bu sıkıcılıktan kurtulacaktır.
Ben seyrettim,zaman kaybı olacağını düşünmüyorum.Vaktiniz varsa seyredebilirsiniz:)


VE MÜZİK:
Dido:)Dinlemekten asla bıkmayacağım:)Sayfamda yüzlerce şarkıyı dinlettim okuyucuya.Genelde de beğendiler:)Dido'yu da seveceğinizi umuyorum:)
Müzik dinlemeyi seviyorum...
Seçimle ilgili hiçbir şey seyretmek istemiyorum.
Yarın da bize tatilken bolca müzik dinlemeli,film seyretmeli...
İyi pazarlar...


10 Haziran 2011 Cuma

Öğrendim

Minik bir çocuğun bilgisayarı iki kez açıp kapatmasıyla,bilgisayarın bozulabileceğini;bununla kalmayıp onlarca birikimin,dosyaların,çalışma evraklarının silinip gideceğini,geri getirmek için debelenilse de başarılı olunamayacağını öğrendim...
En çok şunu öğrendim;
Bilgisayarınızda önemli gördüğünüz her ne varsa mutlaka yedeklemeniz gerekiyor.
Aslında birçok kişi bunu yapıyor.
Sadece ben ve benim gibiler bunu akıl edemiyorlarlar.
Sinir bozucu bir durum...
Sinirlendim...

9 Haziran 2011 Perşembe

Kısa...

Size hiç minik bir kuzucuk şarkı armağan etti mi?
Hiç "atem tutem ben seni,şekere gatem ben seni"dedi mi?:)
Gül gül öldünüz mü hiç?
"Çobanlıktan kazandığım paraylann 2 yyetteeeleye çeyirdek alacam saağaaa ben örtmeeeeemm"dedi mi?
Gazetedeki harflerden kestiği harfleri panolara asıp,müdürden azar işitmek pahasına "Öğretmenim bizi 6.sınıfta da okuuutt!"diyen çocuklar gördünüz mü?
Ezgi,dördüncü sezonunu tamamlıyor...
Minik kuzucuklarını büyüttü,başka öğretmenlere teslim ediyor...
Ezgi'nin içi buruk birazcık...
Kuzuları da haliyle şaşkın...


minik not:Sayfamı ziyaret eden değerli okuyucu,ziyaret sayısındaki artış ile sen de beni şaşırtıyorsun:)Ben bile bu kadar uğrayamıyorum.Beni yalnız bırakmadığın için teşekkürler...




7 Haziran 2011 Salı

Nikâhta Keramet Mi Var?:)



Haziran ayı içinde olduğuma hâlâ inanamasam da,okul bitmek üzere ya:)
Daha önce de bahsetmiştim;burç yorumlarında her ne kadar "Salı" günü benim uğurlu günüm olarak belirtilse de,benim için en uğurlu gün "Cuma"dır:)
Örneğin;
Cuma günü doğdum.
Cuma günü atamam oldu.
Cuma günü nikâh ve nişanım oldu.(Ne ters insanım:))
Hiç farkında değildim ama Eylül ayında olacak olan iki düğün de Cuma gününe denk geliyor.
Veeeeee
Haftaya Cuma okullar tatil:)))))
Nikâh demişken;imzayı attığım tarihten bu yana şans bize ve sevdiklerimize gülmeye başladı:
Abimin iş konusunda güzel gelişmeler yaşandı.
Kuzenimin eşi bebek bekliyor.
Yaa ben bir de sözleşmeliydim ha yani,hakkıma kavuştum ve kadromu aldım sonunda:)))
Vazoda çiçeklerim solsa da,yorgunluk bedenimi sarsa da ve hatta burada hâlâ yağmurlar yağsa da,
mutlu olmak güzel şey...
Bu aralar yazmak gelmiyor içimden,buradayım demek için yazıverdim bir şeyler.
Orada her şey yolunda mı??
Sevgiler
:)