17 Aralık 2010 Cuma

Öfkesiz Bir Hafta Sonu:)


Günlerden Perşembe,ders rehberlik…Öğretmenimiz olmadığı için kuzucuklara ben rehberlik ediyorum;her zaman olduğu gibi…
Konumuz öfke…
Önce kapatıyoruz gözlerimizi,bizi öfkelendiren şeyleri düşünüyoruz.Olaylar benim de gözümün önünde canlanıyor.Ne tepki verdiğimizi düşünüyoruz...
Bir dakika ya,gördüklerim birbirine karıştı!Öfkelendiğim ne kadar çok şey varmış diyorum,gerekli,gereksiz.Çocuklar 10 saniyelik hayalleriyle beni uyarıyorlar."Düşündük örtmeniiiiiiiiiiiiim"diye…Halbuki ben bitirmemiştim.Öfkeleri hep ortak.Arkadaşlarıyla oynadıkları oyundaki mızıkçılık,saç çekme,alay etme,dürtme,konuşma,burnunu karıştırma ve dahası…Öfkeleri ne kadar da gelip geçici.Alınganlık,yalancılık,umursamazlık,sorumsuzluk,patavatsızlık değil.Bizi öfkelendiren bunlar değil mi?
Büyüdükçe kelimeler de büyüyor,gün büyüyor,zaman büyüyor.Zaman büyüdükçe öfke katsayımız artıyor.Kırıyoruz,kırılıyoruz,niye kırdık diye kendimizi suçluyoruz.Sonucunda da pişmanlık duyuyoruz…
Küflendirmek lazım öfkeleri.Yaşam için aldığımız nefesi,kendimizi kontrol etmede de etkili bir biçimde kullanmak lazım.Öfke can yakıyor,yanık kokuyor sanki tenimiz.Çirkinleşiveriyoruz sanki…
Hayat boyunca insanı gölge gibi takip eden öfkeyi kontrol altına almak lazım:).Herkesin bir öfke kontrol yöntemi vardır.Bu zamana kadar ve çabuk öfkelenen biri olarak sinirlendiğim an,bir oda bulup kapatıyorum kendimi.Sakinleşene kadar bekliyorum.Sınıftaysam eğer,dışarı çıkıp nefes alıp dönüyorum.Ya da pencereyi açıyorum.Beni mutlu eden şeyleri düşünüp sıyrılmaya çalışıyorum sinirimden…
"Amaaan içinde kalacağına dışına vur,ohh rahatlarsın!"denilir.Gerçekten de rahatlatır insanı.Ne var ki rahatladıktan sonra binlerce iğnenin sana battığını hissedersin.İşte buna da halk dilinde "pişmanlık" denir.
Öfkelendiğinde haklı iken haksız olursun…
Güçlü olduğunu düşünürken,öfkende boğulursun…
Bu arada kontrolsüz güç güç değildirJ
Bırakalım üstümüzdeki gereksiz asabiyeti,hafta sonuna sıcacık başlayalım.
Ezgi mutlu hafta sonları diliyor,
Cuma gününün güzelliğiyle yazısını noktalıyor…

12 yorum:

bir güzel çift dedi ki...

öfkesiz,sakin,huzuru günler bizm olsun inşallah..sevilerle canım.

!la row güncel dedi ki...

o zamanlar öfkelendiğimiz şeylerde saf ve temiz şeyler oluyor..

insan büyüdükçe herşeyi büyüyor sanki..hayalleri,gelecekten beklentileri,mutlu olacakları şeyler,öfkkeleri...

Keşke sadece biz büyüsekte nefretimiz öfkemiz yalanlarımız küçücük kalsa...Böylesi çok daha ii olabilir.Tabi bunları büyütmekte küçültmekte bizim elimizde!mevlana hoşgörüsünde,saflığında nesiller yetiştirip onlara öncü olsak keşke..

ezgilimelodi dedi ki...

AYŞENUR;İnşallah canım...

LA ROW GÜNCEL;Yazdıklarına ben de "keşke"yi ekliyorum...Biz büyüdük ve kirlendi Dünya...

Sitare dedi ki...

öfke beni çok sık yoklar oldu son zamanlarda.kırılma noktamı aştım sanki.çirkinleşiyoruz kesinlikle haklısın.oysa güzel insanlarız biz.bak blog yazıp cümlealeme ne hoş yazılar yorumlar yapabiliyoruz.kötü yanımız öfke bizim.kurtulmak lazım.bu canavardan uzaklaşmak lazım.lazım oğlu lazım:)
*karikatür çok hoş olmuş bu yazının sonuna.

ezgilimelodi dedi ki...

SİTARE;:))Bazen kontrol edemeyebiliyoruz:)Yok edemesek de aza indirgemek gerekiyor değil mi?

Swotpisces dedi ki...

bloğunuzu yeni keşfettim, başarılar.

ezgilimelodi dedi ki...

Swotpisces;Teşekkürler,sevgiler...

nihansu dedi ki...

Öfkelenmek çok kolay da onu kontrol etmek, işte bu çok zor. Ben böyle bir durumda genellikle susmayı ve ortamı terketmeyi denerim çünki konuşursam kendimi kaybedeceğimden korkarım. Ha bir de öfkeli iken senin bloguna bakıp gülümserim :)) Öfkem geçiverir.

ezgilimelodi dedi ki...

Nihansu;Ezgi de bu güzel yoruma çok sevinir:))Sen gel,hep gel...

Newbahar dedi ki...

Sakinim, huzurluyum, mutluyum:)

O yüzden hep kârdayım:))

Dışarı çıkınca azda olsa öfkeleniyorum amaaaa:)

Sen hep gül ve mutlu ol Ezgim.

ezgilimelodi dedi ki...

NEWBAHAR;Ohhh mutlu ol:)))
Sen de hep mutlu ol...

acartolga dedi ki...

Saygın ressam James McNeill Whistler bir zamanlar West Point Askeri Akademisi'nde öğrenciymiş.Mühendislik dersindeyken öğretmeni, öğrencilerden bir köprü resmi çizmelerini istemiş.Whistler taş kemerleri olan harika bir köprü çizmiş, üstüne de mutlu mutlu balık tutan iki çocuk kondurmuş. Öğretmeni çocukları görmüş, canı sıkılmış,Whisler'a kızarak o çocukları köprüden kaldırmasını söylemiş.Whistler resmi yeniden çizmiş, bu sefer çocukları nehrin kıyısına koymuş. Öğretmen daha da öfkelenmiş, Whistler'a bağırmış, çocukları resimden tümüyle çıkarmasını söylemiş. Whistlar çocukları çıkarmış, ama bu son resimde iki çocuk yerine, öğretmenin tüylerini ürperten başka birşey varmış.....



....." Nehrin kenarına iki küçük mezar çizmiş, üstlerine de çocukların isimlerini yazmış."

Öfkemizi kontrol etmeyi öğrenmeliyiz.

Ezgi seni öfkeliyken -eski bir sözcük olacak ama- tasavvur edemiyorum. Bir anlık öfkeler kimi zaman kaçınılmaz oluyor, yeter ki hayata öfkelenmeyelim.